1 Ağustos 2014 Cuma

BEN OBEZ MİYİM? VUCUT KİTLE ENDEKSİ HESAPLAMA

Obezite hiç kuşkusuz ki toplum sağlığını giderek daha çok tehdit eden ve hızla artan bir sağlık problemidir.
Obezitenin tanımı: Vücut ağırlığı ve boy kullanılarak hesaplanan vücut kitle indeksine göre 30 değeri üzerindeki indeksler obezite sınırı olarak kabul edilmiştir.

Devlet ve üniversite hastanelerinde obezite cerrahisi ameliyatı olabilmek için Vucut Kitle Endeksinizin 40'ın üzerinde olması gerekmekteymiş..Yani Morbit obez diye tanımlanan bireyler için obezite cerrahisi önerilmekte..

Vücut Kitle Endeksi  Nasıl hesaplanır? 

(VKE; Body Mass İndex = BMI)


VKE = Ağırlık /(Boy)2
Örnek: 70 kg ağırlığında, 1.7 metre boyundaki bir kişinin vücut kitle endeksi = 70/(1.7x1.7)= 24.2 'dır.

Vücut kitle endeksine göre kilo durumunuzu şöyle değerlendirebilirsiniz:


Normal: 20 - 25

Artmış kilo: 25 - 30

Obesite: 30 - 40

Morbid obesite: 40 - 60

Süper morbid obesite: > 60

Ülkemizde obezite probleminin görülme sıklığının %20 civarında olduğu sanılmaktadır.

HANGİSİ BANA UYGUN?TÜP MİDE Mİ, GASTRİK BYPASS MI?

Obezite cerrahisine karar vermeden önce, obezite cerrahisinde kullanılmakta olan yöntemleri okuyup araştırmakta ve hangisinin size en uygun olabileceği konusunda fikir edinmek faydalı olacaktır. Ancak hiç kuşkusuz ki en doğru kararı sezeceğiniz hekim verecektir. Ön araştırmalarımla edindiğim özet bilgiler ise aşağıdaki gibidir. Benim doktorum tüp mide ameliyatı önerdi, gerekçe olarak da Mide bypass sonrası tekrar kilo alımı söz konusu olursa uygulayacağımız alternatif bir yöntemimiz kalmayacaktır. Oysa tüp mide sonrası yeniden kilo alımı (düşükde olsa mümkün bir durummuş) söz konusu olursa,  ikinci bir ameliyatla tüp mideyi bypassa dönüştürebiliriz dedi.  Şimdiden böyle bir oprasyona gerek görmüyorum dedi. Ben de kendisinin önerisini kabul ettim. Ancak itiraf etmeliyim ki, acaba mide bypass mı yaptırsam düşüncesini tamamen aklımdan çıkartmış değilim.

TÜP MİDE AMELİYATI ( Sleeve gastrektomi )

Sleeve gastrektomi aynı zamanda “uzunlamasına gastrektomi” veya “tüp mide” olarak da adlandırılmaktadır.
Midenin büyük kenarı kesilip çıkarılarak hacmi %80-85 küçültülmüş bir mide tüpü oluşturulur.
Tüp Mide Ameliyatında , 2 mekanizma ile kilo kaybı olmaktadır: Mide hacminin küçültülmesi ile mekanik bir kısıtlanma ve mide hareketlerinin azaltılmasına bağlı kilo kaybı, 
Ghrelin olarak bilinen bir maddeyi üreten mide dokusu çıkarıldığından hormonsal bir değişiklik meydana gelmesi sonucu kilo kaybı olur. Ghrelin midenin fundus denilen üst parçasındaki oksintik hücrelerce üretilen 28 amino-asitlik bir peptit proteindir . Beyindeki hipotalamus ya da pituiter bölgedeki reseptörlerinin aktivasyonu ile düzenlenen kuvvetli bir oreksijenik (iştah arttırıcı) bir peptittir .Mide fundusunun her bir gramında, oniki parmak bağırsağına göre 10-20 kat daha fazla ghrelin bulunmaktadır. Tüp Mide Ameliyatında ghrelin üretilen midenin fundus bölgesi çıkarıldığından iştah da azalmış olur ve kilo kaybı meydana gelir.

Tüp Mide Ameliyatında , 2 mekanizma ile kilo kaybı olmaktadır:
  1. Mide hacminin küçültülmesi ile mekanik bir kısıtlanma ve mide hareketlerinin azaltılmasına bağlı kilo kaybı,
  2. Ghrelin olarak bilinen bir maddeyi üreten mide dokusu çıkarıldığından hormonsal bir değişiklik meydana gelmesi sonucu kilo kaybı olur.
Ghrelin midenin fundus denilen üst parçasındaki oksintik hücrelerce üretilen 28 amino-asitlik bir peptit proteindir. Beyindeki hipotalamus ya da pituiter bölgedeki reseptörlerinin aktivasyonu ile düzenlenen kuvvetli bir oreksijenik (iştah arttırıcı) bir peptittir .Mide fundusunun her bir gramında, oniki parmak bağırsağına göre 10-20 kat daha fazla ghrelin bulunmaktadır. Tüp Mide Ameliyatında ghrelin üretilen midenin fundus bölgesi çıkarıldığından iştahta azalmış olur ve kilo kaybı meydana gelir.

MİNİ GASTRIC BYPASS


Gastric Bypass ameliyatı dünyada obezite cerrahisinde en çok uygulanan ameliyatların başında gelmektedir. Bu ameliyat temelde iki mekanizma ile insanlara kilo kaybı yaşatmaktadır. Ameliyatta küçük bir mide hacmi oluşturulmakta, bununla birlikte küçük olan mide daha sonra ince bağırsak ile bağlantı yapılarak gelen besinlerin büyük mideyi bypass ederek ince bağırsağa geçmesiyle çalışmaktadır.
Küçük mideleri yüzünden hastalar hem daha az besin almaktadırlar, ayrıca aldıkları gıdalardan da bağırsaklardaki emilim bozulduğu için daha az kalori almaktadırlar. Daha az yemek ve daha az emilim olması kişilerde kilo kaybına neden olmaktadır.

Bu ameliyat ile kilo verme mekanizması 2 şekilde olmaktadır.
  1. Oluşturulan yeni tüp mide ile fazla gıda alımı engellenerek yemek yeme miktarı azaltılır
  2. Yeni tüp mide ile ince barsak arasında yapılan bağlantı sayesinde alınan gıdalar büyük mide ve duedonuma uğramadan direkt olarak ileri seviyeden ince barsağa geçiş gösterir, böylelikle alınan gıdaların emilimleri engellenir
Teknik olarak; Midenin küçük kurvatur bölümünde antrum düzleminden yaklaşık 2 cm’lik genişlik oluşturarak (28 F buji desteğiyle) yukarıda his açısının olduğu bölgeye doğru uzun bir mide tüpü oluşumu sağlanır. Daha sonra trietz ligamanından itibaren 200 cm’lik bir mesafe ölçümü yapılarak yeni oluşturulan bu mide tüpüyle ince barsak arasına anastomoz (bağlantı) gerçekleştirilir.
Mini-Gastric Bypass (MGB) ameliyatı etki mekanizması aynı olan Roux en Y Gastric Bypass (RYGB) ameliyatı ile çok sık karşılaştırılmaktadır. MGB nin en önemli avantajı, teknik olarak daha kolay uygulanabilir olması ve ameliyat süresinin daha kıa olması şeklinde yorumlanmaktadır.

22 Temmuz 2014 Salı

OBEZ OLMAK

Çekmeyen bilmez anlamaz, Obez ne olmak zordur!Hani şişmanlar neşeli olur denir ya, aslında o gülümsemenin altında nice sıkıntılar saklıdır, bilinmez..

Obez olmak, her çeşit diyeti ve zayıflama tekniğini bilip uygulamaya yetecek motivasyonu olmamaktır  veya bunları yapmakdan bıkmak, usanmaktır.  Üstüne hayatı boyunca doğru dürüst kilo sorunu
olmamış, aşırı kilolu olmanın sıkıntısını çekmeyenlerden insanların nasihatlarina daima maruz kalmaktır. Obez olmak herkesın kendisine tavsiye vermeyi, nasihat etmeyi hak gördüğü bir durumdur. Bu nedenle sinir bozucudur.

Obez olmak, girilen bir cemiyette başka konu kalmamış gibi, hemen kilo muhabbetini açan yakınlarından uzaklaşma duygusu yaratan, insanın sosyal yönünü azaltan veya zora sokan bir durumdur. En mutlu günününde veya en başarılı anında bile kilo muhabbetini açıp tüm enerjinin başkaları tarafından alınmasına neden olan bir sağlık sorunudur. Taşıması zordur, yükü hem bedeni, hem ruhu yorar.

Obez olmak kişinin güzelliğini gölgeleyen, fiziksel albenisini çalan, başarılarına gölge düşüren bir hastalıktır. Bu nedenle kişinin kendisini sergilemesine ve doğru şekilde ifade etmesine manidir. Sadece boğazını tutmakla kalıcı netice elde edilemeyen bir sağlık sorunudur.

Obez olmak gündüz çabuk yorulmak, gece rahat uyuyamamak demektir.

Obez olmak şeker, tansiyon başta olmak üzere eşlik eden veya edebilecek pek çok hastalıkla mücadele etmektir.

Obez olmak her yemekten sonra pişmanlık duymak, yerken de, yemezken de mutsuz olmak demektir.

Obez olmak zevkine göre giyinememek demektir, kendine uyanla yetinmektir. Bu nedenle modadan, trendlerden uzak, bu tip muhabbetlerin dışında kalmak demektir.

Fiziksel güzelliğe ve özelliklere bakıldığı bir dönemde, kişiliğinin, huyunun, kariyerinin değerinin anlaşılamaması demektir.

Obez olmak bu nedenlerle zordur, obezite cerrahisi bu nedenle kişiye yeni bir yaşam sunabilmesi yönüyle bir çıkış kapısıdır. Ameliyat olan pek çok hasta, ameliyat gününü 2. doğum günü olarak görmekte ve kutlamaktadır. Umarım benim için de, obeziye ile mücadele eden herkes için de tüp mide ameliyatı güzel bir başlangıç olur..

HASTANE PROSEDÜRLERİ VE KONSİLTASYONLARI TAMAMLAMAK

Karar vermek zor derdim. Karar vermek bir şey değilmiş, asıl iş kararı uygulamaya dönüştürülene kadar olan o süreci tamamlamakmış ... Obezite cerrahisi için karar verişimden, operasyon sürecine kadar olan kadar yaşadıklarım özetle aşağıdaki gibi oldu.

1-RANDEVU ALMA SÜRECİ: Benim seçtiğim hastaneden randevu alma (Hacettepe Ünv Hastanesi) biraz zorlu oldu. Bu süreçte hastanenin telefonlarını düşürüp ilgili birimin (genel cerrahi) sekreterine ulaşmak için farklı günlerde en az 40 defa arama yapmışımdır. Bir gün tüm işi bırakıp, inatla saatlerce aradım. Tam usanacaktım ki telefonu sonunda açtılar. Böylece randevumu almaya başardım. Vaktiniz varsa Genel Cerrahi sekreterliğine gidip ordan randevu almak, telefon düşürmekten daha kolay olabilir.
2-MUAYENE VE İLK GÖRÜŞME: Cuma günü öğlenden sonra 13:30 gibi Hastane'ye gittim, özel öğretim görevlisi muayene ücreti 150-TL'yi vezneye ödedikten ve bir süre bekledikten sonra hocayla görüştüm. Boy ve kilomu ölçüp vucut kitle endeksimi hesapladılar. Bu ameliyatı olabilmek için vucut kitle endeksi 40'ın üzerinde olması gerekiyormuş. Benimkisi 42 çıktı dolasıyla ameliyat için uygun bulundum. Ama ameliyat olmak için dört bölümden konsültasyon yapıldı. O bölümden ilgili tetikler yapılıp, onaylar alındıktan sonra 15 günde bir Salı günü toplanan obezite konseyinde dosyayı inceleyip karar veriyorlarmış. Bülent Hoca ilgili istekleri yapıp dosyamı tamamlamak üzere beni gönderdi.
4- KONSÜLTASYON MUAYENELERİNİ OLMAK:Bu süreçte  Kardiyoloji, Endokrinoloji, Göğüs hastalıkları, Psikiyatri bölümleri ile ayrı ayrı randevu alıp görüşmek gerekiyor. Hacettepe Ünv Hastanesinde konsültasyonları tamamlamak yaklaşık 1 ayımı aldı. Randevu ve sonuç almak açısından en kolayı Göğüs Hastalıkları birimi, en zor ve oyalayıcı olanı ise Endokrin Bölümü idi. Mümkünse ilk randevunuzu Endokrinden almanızı öneririm, çünkü en çok vakit orda harcanıyor. Psikyatri bölümü ise yaklaşık 1000 soruluk test çözdürüyor. Yarısını evde, yarısını da hastanede çözmemi istediler, görüşme, test çözümü ve sonuç göstermek için 3 gün de psikyatri için hastaneye gelmem gerekti. Bu günler haftanın değişik günleri olduğu için Psikyatri biriminden sonuç almak da yaklaşık 1 haftamı aldı.  Kardioloji bölümünde 1 gün muayene ve kan tahlileri, 2. günde de kalp utrasyonu ve sonuç göstermek süreçlerinden oluşan 2 gün harcadım. Randevu almak, tahliller, sonuç alma, sonuç gösterme derken hastane koridorlarında bayağa zaman geçiyor, vakti olmayan, şehir dışından gelenler, çalışan insanlar için son derece sıkıntılı bir süreç olduğunu baştan söyleyeyim. Her hastanenin prosedürleri elbet farklıdır ama Hacettepe için süreç böyle işliyor. Öyleki dosyayı tamamlayamayıp vaz geçen çok sayıda hasta oluyormuş bu süreçte. Tüm birimlerden sonuç aldıktan sonra, dosyayı endokrin bölümüne bırakılıyor. 15 günde bir toplanan obezite konseyi hastanın durumunu inceliyor ve ona göre ameliyat kararı veriyor.  Tabi 15 gün beklemek de pek kolay olmuyor ama başladık bir kere deyip sabırla bekleniyor. Ben konsültasyonları tamamlama sürecinde hastanede çok kişi ile tanıştım benim gibi obezite cerrahisini için gelen. Algıda seçicikten olsa gerek sanki hastane koridorları hep tüp mide ve mide baypass olamak isteyen hastalarla dolu..Anlacağınız bu işe baş koymuş pek çok kader ortağı bulmak mümkün hastanede.. 15 günün sonunda endokrinoloji bölümüne gidip dosyamı aldım. Öğrendik ki dosyama konsey tarafından uygunluk  kararı çıkmış:) (görüştüğüm tüm bölümler operasyon için uygunluk vermişti.)
5- AMELİYAT GÜNÜ ALMAK: Konsey tarafından uygunluk verilen dosyamla birlikte Bülent Tırnaksız hocamın karşına çıktım. Mümkün olan en kısa tarihte operasyon olmak istediği söyledim ve bana 15 gün sonrası için randevu verdi. Oparasyondan 1 gün önce hastaneye yatış için gelmemi istedi.
6- HASTANEYE KABUL VE ANESTEZİ ONAYI: Yatış işlemleri için kan tahlili yaptırdık ve onun sonuçları ile birlikte anestezi doktoru dosyamızı inceledi. Boğaz enfesiyonu var mı diye kontrol etti ve ameliyat için onay verdi. Ameliyat öncesi vezneye 2260 tl kadar ücret yatırdık. Böylece yatış işlemlerimiz tamamlanmış oldu. Ameliyata kadar 150 tl muayene ücreti+2260 tl ameliyat ücreti toplam 2410 tl ücret ödemem oldu.
Ameliyat ve sonrası bir sonraki yazımda..


OBEZİTE CERRAHİSİNE KADAR VERMEK

Merhabalar,
Obezite cerrahisine karar vermek benim için uzun düşünme aşaması olan bir süreçti. Bu operasyonu ilk duyduğum da, ameliyat olma fikri bana pek de sıcak gelmemişti. Aklıma televizyonda mide kelepçesi nedeniyle ölen insanların haberleri geldi. Daha sonra kendi irademle kilo verebileceğim böylesinin daha sağlıklı olacağına dair düşünceler oluştu. Lakin gecen zaman içinde spor salonundan akupunktura, diyetisyen eşliğinde diyet uygulamaktan, bitkisel karışımlar ya da zayıflama ilaçları uzanan pek çok yolu denedim. Verilmesi gereken kilo miktarı makul bir ölçüde olsa eminim bu yöntemler işe yaracak ama benim gibi fazla kilosu 60 kg'yı bulmuş bir kişi için bu yöntemler çare olmadı. Diyet ve spor denemelerimde kilo verdim ama küçük bir kaçamak ya da motivasyonumun düştüğü bir dönemde tekrar aldım. Tekrar denedim, tekrar kilo verdim sonra geri aldım. Bu hikaye hayatımın değişik dönemlerinde hep tekrarlandı. Anlayacağınız artık bu yöntemlere motive olacak gücüm kalmadı. Ya kilolarımla barışıp hayatımın sonuna kadar obez olarak yaşayacak, ya da benim kilo sorunumu çözmeme yardımcı olacak daha radikal bir karar alacaktım.. Kilolarımla barıştım diyelim, eşlik eden ve edecek sağlık sorunları ile barışmak ne mümkün? Onlar istesem de istemesem de karışıma çıkıyor ve yaşam kalitemi düşürüyor. Bir de kilolu olmanın getirdiği sosyal ve psikolojik sorunlar var ki, en az sağlık sorunları kadar rahatsız ediyor insanı. .  İşte o sırada obezite cerrahisi tekrar ilgi alanıma girdi.
Bu süreçte öğrendim ki hani televizyonlarda insanların hayatlarını kaybettiği haberlerinin çıktığı mide kelepçesi yöntemi zaten artık terkedilmiş bir ameliyat tipiymiş. Artık mide bypass ve tüp mide operasyonları kapalı sistem ile yapılıyor ve güzel sonuçlar alınıyormuş. Öyle ki hastanede karşılaştığım bir bayan mide bypass ameliyatı olduğunu söylediğinde inanamamıştım. O kadar zayıftı ki, daha önce kilo sorunu yaşadığını tahmin bile etmek zordu. Konu ilgi alanıma girdiği için kendisine deneyimleri sordum uzun uzun. Özetle halinden çok memnundu, neşe saçıyordu adeta.. Bana da önemle tavsiye etti. Hayatta vereceğin en doğru karar, kesinlikle çekinme dedi. Ameliyat sonrası sıkıntılara dair de sorularım oldu, ufak tefek sıkıntılar oluyor elbet ama sonrasındaki hayatına katacağı güzellikler için değer dedi. Kendisinden operasyonu yapan doktorun adını da aldım. Böylece ameliyatımı  yapacak hastane ve doktoru, tesadüf eseri karşılaştığım bir hastanın tavsiyesi ile bulmuş oldum. Hastanem Hacettepe Üniversitesi Hastanesi, doktorum ise Doç. Dr. Bülent Tırnaksız hoca oldu böylece.. Fazla kilolarımın iyice canımı sıktığı ve onları diyet ile verceğime olan umudumun tükendiği bir günde telefona sarıldım ve randevu için Hacetepe'yi randevu almak için aradım..
İşte benim obezite cerrahisi ile tanışma hikayem böyle başladı.. Randevu ve sonrasındaki gelişmeler ise bir sonraki yazımda ..